Bu teknik, duyusal bilginin motor planlama ve yürütmeye nasıl entegre edildiğine dair fikir verir. Kontrol edilebilir nabız parametresi TMS'nin uygulanması, spesifik duyusal ve motor yolları ve bu yolakların nörolojik bozukluklarda nasıl bozulabileceğini tanımlamamızı sağlar. Motor ölçek kazanımı ve performansı, bilinçli bildirimsel ve bilinçaltı prosedürel süreç arasında ince bir denge gerektirir.
Kısa gecikmeli afferent inhibisyon, bilişin sağlıklı ve klinik popülasyonların motor korteksindeki farklı prosedürel duyusal motor devreleri nasıl şekillendirebileceğinin potansiyel bir belirtecidir. afferent inhibisyonu, transkraniyal manyetik stimülasyonun ortaya çıkardığı gibi afferent girdilerin motor kortikal çıkış üzerindeki etkisini ölçer. Duyusal motor entegrasyonun bir ölçüsü olarak, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme ve elektroensefalografi üzerine, spesifik nöronal popülasyonların yetenekli motor davranışın ortaya çıkardığı küresel hemodinamik ve elektriksel yanıtlara katkılarını araştırarak tamamlayıcı niteliktedir.
Geleneksel transkraniyal manyetik stimülatörler tarafından üretilen manyetik uyaranların kilit parametreleri, duyusal motor devrelerinin bir karışımını işe alır. Öte yandan, kontrol edilebilir nabız parametreli transkraniyal manyetik stimülatörler, yetenekli davranış sırasında afferent inhibisyon ile araştırılan duyusal motor devrelerinin özgüllüğünü artıran çeşitli uyaran parametrelerinin kilidini açar. Performans sırasında duyusal motor inhibisyonunu değerlendirmek, vasıflı ve vasıfsız motor uygulamasının belirteçlerini oluşturmak için kritik öneme sahiptir.
Güvenilir ve geçerli belirteçler, sağlıklı popülasyonlarda en iyi uygulamaları geliştirecek veya artıracak ve etkili klinik müdahalelerle hareket bozukluklarının etkisini en aza indirecek gelişmiş motor kontrol modellerinin geliştirilmesinde önemli bir adımdır. Duyusal motor devrelerin ve işlevlerini etkileyen faktörlerin gelişmiş modellenmesi, hem sağlıklı hem de nörolojik popülasyonlarda motor performansı, beceri kazanımı ve rehabilitasyon için en iyi uygulamaları bilgilendirecek objektif fonksiyon ve işlev bozukluğu belirteçleri sağlamaya yardımcı olabilir. Motor kortekste yakınsayan duyusal motor devreler üzerindeki psikomotor ve farmakolojik etkilerin sürekli tanımlanması kritik öneme sahiptir.
Afferent inhibisyonu elektroensefalografi ile birleştirmek, hareket bozukluklarının ve nöropsikiyatrik bozuklukların bir belirteci olarak motor olmayan bölgelerdeki afferent inhibisyonu ölçmek için heyecan verici bir fırsat sağlar.