Erken doğmuş bebeklerin erken doğduklarında ve yetişkin olduklarında neden kalp yetmezliği riskinin önemli ölçüde daha yüksek olduğunu keşfetmeye çalışıyoruz. Bunun anormal bir kardiyak gelişimle ilgisi olduğunu düşünüyoruz çünkü 10 veya bazen 15 hafta erken doğdular ve kalpteki basınç değişti. Artık kan benek görüntüleme ile intrakardiyak kan akış modellerine bakarak bu tür değişiklikleri yakalayabiliriz.
Umarım, kardiyak gelişimin bu önemli döneminde bebekleri çok erken seçebiliriz ve belki de yetişkin olduklarında kalp yetmezliğini önlemek için gelecekteki bir hedefle bazı önleyici stratejiler uygulayabiliriz. Pratik bir bakış açısından, zorluklar her zaman görüntü kalitesine ve bir yankıda net kardiyak yapıların elde edilmesine bağlıdır. Ve dahası, bebeklerle uğraştığımız için ayrıca zor çünkü bazen çok huzursuz hastalarımız oluyor.
Bu yüzden kan beneği görüntüleme ile iki çalışma yaptık, biri tekniğin bu popülasyonda gerçekten uygulanabilir olup olmadığına bakmak için ve cevap evet, çok uygulanabilir. Bu preterm popülasyonda intrakardiyak kan akış paternlerinin çok güzel görüntüleri. İkincisi, 80 preterm bebekten oluşan kohortu takip ettik ve onları beş ila yedinci günlerde ölçtük ve sonra taburcu olduk.
Ve sonra onları, prematüritenin kardiyak yeniden şekillenmesi olan ve olmayan bebekler olarak kategorize ettik. Ve kardiyak modelleme yapılan bebeklerin de yedinci günde anormal girdap oluşumlarına sahip olduğunu öğrendik. Girdaplar, kardiyak yeniden şekillenme geliştirmeyen bebeklerden çok daha büyük ve yuvarlaktı.
Bu, hangi bebeklerin önleyici tedavilere uygun olabileceğini araştırmada ileriye dönük çok önemli bir ipucu olabilir. Şu anda eko kaynaklı kan benek görüntüleme ve yenidoğanların kullanımı hakkında sınırlı araştırma var. Şu anda yaptığımız şey, erken doğumdan sonra kardiyak gelişime bakmak.
Ancak araştırılması gereken şey, diyastolik disfonksiyon ile girdaplar ve girdap ünlemleri gibi intrakardiyak kan akışı arasındaki ilişkidir. Eko kaynaklı kan benek görüntüleme, MRI gibi diğer teknolojilere kıyasla tamamen non-invaziv bir araçtır. Aynı zamanda kullanımı oldukça ucuzdur ve başucu aracı olarak çok kullanışlıdır, yani hastaların yanındaki odalara getirilebilir ve hastalara verilen rahatsızlığı en aza indirebilir.